|
||
Mahmut Aksaliç Yazdı : 12 Saat | ||
Mahmut AKSALİÇ | ||
mahmut_aksalic_tr@hotmail.com | ||
Doğumhane, yoğun bakım ünitelerinin ve ameliyathanelerin aynı katta olmasının oluşturduğu kalabalık ve heyecan dolu bekleyişlerin adımlara yansıyan hızıyla birlikte koridorda oluşan panik havası.. Çift kanatlı kapıların aniden açılıp kapanmasıyla çıkan soğuk ve ürpertici ses, sessizliği yarıp tüm dikkatleri üstüne çekmeyi başarıyor. Bir tarafta doğum haberlerinin doğurduğu âni sevinç çığlıkları, bir yanda ölüm haberlerinin söndürdüğü yaşanmışlıklar.. Nice hikayelerin yeni başlayacağı, nicelerinin nihayet bulduğu müşterek bir kat. Tavandaki ışıkları bir bir geçerken ameliyathanelerden yayılan ilaç kokuları ve hep soğuk olan hastane koridorlarının tende bıraktığı hissiyatı düşünürken aniden ortalığı inleten ağlama sesleri, yeni bir doğumla gelen sevinç hareketlerine karışıyor. Doğumhaneye gidip gelirken güvenlik görevlileriyle her defasında yaşanan tatlı ve zoraki selamlaşmalar… Koridorun başında babasının vefat haberiyle yere yığılan, yürümekte güçlük çeken bir kadın ve koridorun sonunda ilk çocuğunun doğmasıyla ayakları yere basmayan bir baba. Binbir umutla gelenler ya da son umut kırıntılarını döküp gidenler var. Doğada bazen yaşanan ilkbahar ve sonbahar karışımının bu katta insanların yüzlerinde tezahür ettiğine şahitlik ediyoruz. Bir yanda dünya misafirliğinin başlaması bir yanda bunun son bulması. Biri getiren, diğeri alıp götüren.. Biri mebde diğeri meâd.. Bunların aynı katta olması dünya hayatının iki kapı arası kadar kısa bir mesafe olduğunu tasavvur ettiriyor. Bu kadar iç içelik ilk başta çok garip gelmişti bana. Şiirlerinde ölüm temasını başarıyla işleyen Yahya Kemal, “Artık demir almak günü gelmişse zamandan.” diyerek zaman denizinden demirini alıp ebedi yolculuğa çıkarır yolcularını. 41.hafta… Biz çok şükür ki zamana demir atmak için geldik hastaneye. Muayyen bir zamanı olacak olan bir yolcuyu selamlamaya hazırlanıyoruz. Nice bekleyişlerin, nice duaların neticesi 41.hafta. Huhuların aminlere karıştığı esrarlı vakitlerin beklentisi. İlkbahar mevsiminin nisan ayında filizlenmeyi bekleyen bir hayat çiçeğinin sabırsızlığı içindeyiz. Muhteşem bir hadisenin gerçekleşmesine oldukça az bir zaman kaldı. “Ne içindeyim zamanın, ne de büsbütün dışında.” derken Ahmet Hamdi Tanpınar, galiba bu ânımı tarif etmiştir. Çocukları çok sevmekle birlikte henüz bebek tutmaktan aciz ve bebek kokusunu sevmeyen bir insanı ne gibi maceraların beklediğini tahayyül etmek dahi istemiyorum. Andaki belirsizliğin tüm hissiyatını bedende hissedip bazen doğumhane kapısına, bazen duvara, bazen gelen geçenlerin ayak seslerine odaklanıp dalıyorum. Hastane binasının en güzel yeri sanırım doğumhanelerdir. Hayat fışkıran, hayat kadar değerli emeklerin verildiği alanlar. 12 saatin nihayete ermesiyle “Babayı içeri alabiliriz!” sözünün verdiği şaşkınlık ve müphem dolu duyguların arasında binbir düşünce içerisinde kaldım. Hızlı bir toparlanmayla hastane içindeki en güzel ve en anlamlı yürüyüşümü yaptığımın sevinciyle ilerliyorum. Ayaklarımın yere basıp basmadığından emin değilim lakin bir düşünce selinin içindeki beynim bedenimden önce hareket ediyor. Odadaki ilk göz temasıyla kalbimde kaynayıp taşan tüm muhabbeti ruhumda da hmeye başlıyorum. İlk göz temasının ilk muhabbet menbaına dönüştüğü en değerli ve muazzam bir zaman içerisindeyim..
Mahmut Aksaliç |
||
Etiketler: Mahmut, Aksaliç, Yazdı, :, 12, Saat, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.
<a href="http://www.sanalbasin.com/?ref=32742" id="hash-281d39bb99f4965803bcaabf4d3ed6a2a1d2a9cc" title="Bu site sanalbasin.com üyesidir" target="_blank"><img src="http://www.sanalbasin.com/dcms-themes/sanalbasin/img/sanalbasin_uyesidir.png" alt="sanalbasin.com üyesidir" /></a>