|
||
Okumak veya Varlık Üzerine | ||
Kitap okumanın sayısız faydaları olduğunu herkes az çok tahmin edebilir. Kısa bir akıl yürütme ile bunları kendi tecrübelerimizden de çıkarabiliriz. Okuma noktasında en çok tecrübesi olan daha çok anlatacaktır elbet. Kitap okumayı sevmeyen ya da bu noktada tecrübe sahibi olmayan insan bile birkaç faydasından bahsedecektir. Ya da en azından konuya olumsuz bakamayacağını bilir. Her durumun gerçekleşmesinin bir takım şartları olduğu gibi kitap okumanın daha doğrusu okuma eyleminin oluşmasının da bir takım şartları vardır. Bunun ilk şartı ilme, irfana, bilgiye, kültürlenmeye karşı ihtiyaç ve iştiyak hmektir. Kısaca belirtmek gerekirse bu işin ana şartı merak etmektir. Bunların harici başka hangi ana sebep olabilir diye düşünecek olursak bu şart da olsa olsa kitap alırken seçici olmaktır. Her sene basılı ve elektronik yeni yayımlanan binlerce kitap olduğunu düşünürsek seçici olmanın bir seçenek değil zaruriyet olduğunu pek tabii anlayabiliriz. Seçici olma durumu kişinin kültür seviyesinden sosyal çevresine, geleneksel tutumlarından entelektüel yapısına kadar çeşitli şartlara bağlı olarak da değişir. Her ne şartta olursa olsun kitap okuma noktasında seçici olmak bize hem zaman hem de istediğimiz alana odaklanarak gerekli bilgi birikimini kazandıracaktır. Sıradan kitaplarla geçirdiğimiz vakti kalorisi yüksek kitaplarla geçirmek zamanımızı kalitelendirme hususunda elzemdir. Kaliteli kitaplarla vakit geçirmek edebi ve estetik zevkimizi de artıracaktır. Kaliteli kitaplar ancak kaliteli yazarların eserleridir. Seçerek okudukça kelime dağarcığımız gelişir, kelime dağarcığımız geliştikçe diksiyonumuz düzelir ve fesih bir konuşma melekesi kazanmaya başlarız. Öğrendikçe bilgi seviyemiz ve buna bağlı olarak da özgüven hissiyatı bireysel yahut içtimai ilişkilerde kendini olumlu yönde gösterecektir. Kitap okumadaki süreklilik zamanla okuduğunu daha doğru anlamayı da sağlayacaktır. Öyle ki okuyup okuyup okuduğundan bir anlam çıkaramamak da işin en acı tarafıdır. Okuduğunu doğru anlamak da ayrı bir yetenektir. Bu yeteneğin oluşması sürekli bir okumayla mümkündür. Güzel bir kitap okuma, günü dolu geçirmiş olmanın verdiği huzurla gündelik streslerimizi azaltır. Teknoloji çağının etkisiyle giderek çok daha hızlanan hayatımızda oluşan sabırsızlık-sakinlik dengesizliği sorunu bir nebze de olsa dizginlenmiş olur. Kitap okuma eylemi hakikaten de sabır işi olduğu için sabırlı insanlarda okuma oranı daha yüksektir denebilir. Peki ya seçerek okuduklarımızın ne kadarı bizde yer ediyor ve buna kim karar veriyor? Tabi ki buna zihin dünyamız karar veriyor. Zihin dünyamız almak istediği kadarını alır. Bu konuda Schopenhauer : “ Bir insanın okuduğu her şeyi muhafaza etmesini istemek yediği her şeyi midesinde muhafaza etmesini istemekten farksızdır. Yediği şey onu bedenen, okuduğu şey de zihnen beslemiştir ve bunlarla ne ise o olmuştur “* derken çok isabetli bir ölçü örneği vermiştir. Midemizin besinlerden alabildiği kullandığı ölçüde biz de kitaplardan aşağı yukarı o kadar faydalanırız. Lakin çeşitli tekniklerle okunan kitaptan alınan verim çok daha yükseltilebilir. Önemli yerlerin altını çizip, bunları sonra farklı bir yere kaydetmek gibi. Kendi zaviyemden bakacak olursam kitap okumanın en önemli tarafı insanı düşünmeye sevk etmesidir. Düşünmek en basit haliyle insanın en yalın durumudur. İnsanı başka canlıdan ayırt eden özgün yapıdır. Düşünmeye başlamak anın ve zamanın farkında olmanın ilk adımıdır. Öze yani insanlığını anlamaya doğru hareket etmektir. Özünün farkında olup var olma sürecini anlamaya başladığı andır. Ahvalde ve ef’alde insanı harekete geçiren itici güçtür. Kitap okuma esnasında insan çok çeşitli fikirlere maruz kalır. Kendi değer yargılarıyla örtüşen ya da tamamen muhalif nice fikirlerle karşılaşır. Bunlardan kendi düşünce yapısına en yakın olanları almaya daha meyillidir. Ya da salt bilgiyi tamamen alıp beyninde yer ettirir. Aldığı bu bilgileri mukayese edip sonra bunlar arasında muhakeme eden insan kendine özgü bir melekeyle düşünmeyi ilerletmeye başlar. Düşüncelerarası muhakeme insana kendince en doğru kararı verdirir. Her parçamızın çalıştıkça kuvvetlendiğinden mantık yürütürsek düşünmeyle beraber beynimizin aktif hale geldiği sonucuna da pek tabii varmış oluruz. Bu da sağlık açısından bazı hastalıkların da önüne geçmesinde çok fayda sağlayacaktır. Beyin ve beden sağlığına bir çok faydası olan kitap okuma eylemi hayatımızda hak ettiği yeri almalıdır. Okunan her kitap düşündürür ama seçerek okunan her kitap daha çok düşündürür.
Mahmut Aksaliç
*Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine ( Arthur Schopenhauer ) | Say Yayınları, sy.68 |
||
Etiketler: Okumak, veya, Varlık, Üzerine, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.
<a href="http://www.sanalbasin.com/?ref=32742" id="hash-281d39bb99f4965803bcaabf4d3ed6a2a1d2a9cc" title="Bu site sanalbasin.com üyesidir" target="_blank"><img src="http://www.sanalbasin.com/dcms-themes/sanalbasin/img/sanalbasin_uyesidir.png" alt="sanalbasin.com üyesidir" /></a>