Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını sebebiyle ülkemizde de eğitim yuvalarımız sağlık sebebiyle kapatıldı. İlk başlarda kısa aralıklarla okullar tatil edildiyse de salgının hızla yayılması okulların tüm dönem kapanmasına sebep oldu. Okullar kapanınca öğrenme açıklarının yaşanmaması ve çocukların derslerden kopmaması adına Milli Eğitim Bakanı’mız şahsında tüm bakanlık ve tüm okullar büyük bir enerji harcayarak ellerini taşın altına koydular. Bir yandan bakanlık bünyesinde stüdyolarda canlı dersler çekildi öte yandan öğretmenlerimiz de ellerinden gelen tüm çabayı sarf edip evlerinden çocuklara yalnız olmadıklarını htirdiler. Çeşitli çaba ve girişimlerle 2019-2020 eğitim öğretim yılının ikinci dönemi nihayete erdi.

Yaz döneminde bir ara düşüşe geçen vakalar tekrar yükselişe geçince okulların 21 Eylül’de açılması kararlaştırıldı. Toplumun bir kesimi okulların belirtilen tarihte açılacak olmasına sevinirken bir kesimi de vaka sayısı sıfırlanana kadar hiç açılmaması gerektiğini savunuyor. İki görüşün kendilerine ait argümanları her ne kadar geçerli gibi görünse de ihmal edilen asıl önemli husus çocukların psikolojisi. Artan sınav baskısı ve bunun sonucunda oluşan kaygılar bir yandan tıbbi zorunluluklarla okulların bir süre daha kapalı kalma ihtimalinin meydana getirdiği psikolojik diğer yandan etkiliyor hem çocukları hem de velileri.

Televizyonlarda sokakta cadde köşelerinde kim konuşsa çoğunlukla tartışma çocukların öğrenme durumları üzerine odaklanıp gidiyor. Göz ardı edilen ve aslında en az öğrenme kadar etkili ve daha kalıcı olan duygusal kazanımlar hep yokmuş gibi davranılıyor.

Çocuklar, unutulmamalıdır ki okula sadece tahtada sırada ders öğrenmeye gelmiyorlar. Kimi çocuk evinde, ailesinde bulamadığı huzuru sevgiyi arkadaş ortamında bulduğu için de okul aslında psikolojik bir terapi alanı gibi onlar için. Sırf arkadaşlarını seviyor diye okulu seven çocuklar olduğunu da aklımızın bir köşesine yazmalıyız.

“Okul hayatın ta kendisidir” diyerek aslında okulun toplumsal işlevinin ne denli önemli olduğunu ortaya koymuş John Dewey. Okulların açılması sadece eğitimsel değil aynı zamanda duygusal da bir zorunluluktur. Evden çıkarken, bir yere giderken bu vebali düşünerek hareket etmemiz ve belirtilen kurallara harfiyen uymamız tarihi bir sorumluluktur.

Çünkü Okul Hayattır. Hayat Okul Varken Güzeldir Her Çocuk İçin.

16.09.2020                    İbrahim TANIŞ