OKULA YABANCILAŞMA VE ÇİZGİDE KALABİLMEK

2020-2021 eğitim öğretim yılının ilk yarısı kapanmak üzere. Eskiden dört gözle beklenen sömestr tatilleri, pandemi sebebiyle uzun süre okul ortamından uzak kalındığı için eski anlamını koruyamadı bu yıl. Uzaktan eğitim süreci ile her ne kadar öğrencilerin erişim sağlayabilenleri okula bağlı tutulsa da özellikle kırsalda yaşayan çocukların uzun süredir sömestr yaşadıkları acı bir gerçektir.

            Başlığımızı belirleyen yabancılaşma kelimesinin birçok şekli olsa da bizi ilgilendiren kısmı şüphesiz okula yabancılaşma olarak bilinenidir. Okula yabancılaşma, “öğrencinin öğrenme sürecinden uzaklaşması veya soğuması” olarak tanımlanabileceği gibi kısaca çocukların okuldan kopması olarak da nitelendirilebilir. Yabancılaşma tetikleyici sebepleri olan ve sonuçları çocuk psikolojisi ve sosyal gelişiminin yanı sıra akademik başarısı üzerinde de yıkıcı sonuçları olan bir durumdur.

            Okula yabancılaşmanın en belirgin sebebi çocuğun okul ortamından uzak kalarak süreçten bihaber bir şekilde ortada kalmasıdır. Nitekim pandemi süreci buna verilebilecek en güzel örnektir. Ortaya çıktığından beri okulların kapalı kalmasına sebep olan pandemi sadece okul kapılarını kapatmakla kalmamış aynı zamanda çocukların belki de hayatla tek bağları olan okul ortamının da yok olmasına sebep olmuştur.

            Okul ortamından uzak kalmak bile başlı başına çok olumsuz bir durumken üzerine bir de uzaktan eğitime katılamama durumunu da eklediğimizde çocukların umuda açılan gökyüzünde hiç ışık ihtimali kalmadığını söylemek yanlış olmayacaktır. Okula gidemediği için zaten öğrenme disiplinini kaybeden çocuk, iletişimin de kopması ile iyice yarış dışına çıkmaktadır. Bu durumun en yıkıcı olduğu grup sınav kaygısı ile baş etmek zorunda olan 8’inci ve 12’inci sınıfların olduğu gruplardır. En çok yöneltme ve desteğe ihtiyaç duydukları zamanda bir başına kalmaları sebebiyle sadece motivasyon kaybı değil aynı zamanda başaracaklarına dair temel inançlarını da kaybetmek ile karşı karşıya kalmaktadırlar.

            Okula yabancılaşmanın en aza indirgenebilmesi adına tatil sürecinde de biz öğretmenlere düşen kritik görevler bulunmaktadır. Zaman zaman çocukların nabzını yoklamak, onların öğrenme aşkını diri tutacak ilgi çekici görevler vermek, sınava hazırlananların konu eksiklerini gidermesi için bu süreyi bir fırsat olarak görmeleri gerektiğine dair kendilerine inanç aşılamak ve hiç olmazsa her öğrencisini bir kere olsun arayabilmek çok hayat kurtarıcı hareketler olabilir diye düşünüyorum.

Zor zamanlarda çizgide düz yürümekten ziyade daha değerli olan çizginin üzerinde kalabilmektir. Çocukları hiç olmazsa her şey için çok geç olmadan eğitim çizgisinde sıcak ve canlı tutabilmek için çabalamak onlara ilerde hiç hatırlamayacakları ve ihtiyaç bile duymayacakları bilgileri aktarmaktan daha değerli olacaktır.

Çizgide kalalım, çizgide tutalım.

Verimli ve sağlıklı bir tatil geçirmeniz dileği ile...